Bu sitedeki her şey Sevgi ile kodlanmıştır.

Kategori Listesini Göster

Marie Balter: Kaldığı Akıl Hastanesine Yönetici Olarak Giren Güzel İnsan


FacebookTwitterPinterestTumblrYazdır


Başarılı olarak tanımladığınız insanların, geçmişine doğru bir yolculuğa çıkın. Yaşanmış olan, belki de oldukça kesif acılara ve azim dolu anlara tanıklık edeceksiniz. Kuşkunuz olmasın. Belki de bir insanı kamçılayan yegâne motivasyon aracının, zorluklar olduğundan emin olacaksınız. Peki bunu en iyi kim bilebilir? Elbette, yaşayan. Marie Balter, görüp görebileceğiniz en güçlü kadınlardan biri. Burada metaforik bir anlatım söz konusu değil. Gerçek anlamda güçlü bir kadından bahsediyoruz. Kendisinin hikâyesi, yaşama mücadelesinden yorulan ve bazı bazı yaşamını anlamsız bulan, ilerlemeye değer bulmayan insanların, yüzüne tokat gibi çarpıyor gerçekleri.

İsterseniz, kendisinin yaşadıklarına şöyle bir göz atıyor olacağız. Ayakta durmaya çalışan, yere düştüğü zamanlarda dahi ilerlemeyi sürdüren bir kadının öyküsü bu. Marie Balter ile ilgili internet üzerinde birçok video ve içerik mevcut. İncelediğimiz kadarı ile, kendisinin hayatının neredeyse tamamında, büyük bir azim söz konusu. Mücadele kavramının anlamını yeni baştan öğreneceksiniz.

Azim ve Mücadele Dolu Bir Hayat Hikâyesi

Sürekli içki içen bir annenin kızı olarak dünyaya geldi. Evlilik dışı olarak. Ancak annesinin durumu iyi olmadığı için, kendisine ve kardeşlerine bakamıyordu. Bu durum bir zaman sonra, çocuk bakım yurduna gitmesini beraberinde gerektirecekti. Ancak nedense, annesi yalnızca onu çocuk bakım yurduna yerleştirmeyi uygun gördü, diğer kardeşlerini değil. İlerleyen zamanlarda, bir aile tarafından evlât edinildi ancak bu hiç de iyi olmadı. Çünkü kötü kalpli olan bu insanlar, kendisine düzenli olarak işkence ediyordu. Aile, diğer insanlar tarafından saygın olarak görüldüğü için de, Marie için bir çıkış kapısı söz konusu değildi. Ortada, onu kurtacak bir insan yoktu. Yalnız kalmıştı. Yapayalnız.

Yaşadıklarından ötürü çok genç bir yaşta, daha 17 yaşında felç geçirdi. Akabinde yaşadığı kalp spazmları ve astım krizleri yüzünden oldukça bitkin düşüyordu. Zaman zaman halüsinasyon gördüğü için, doktarlar tarafından, öyle olmamasına rağmen "şizofreni" teşhisi konuldu ve bundan sonraki 17 yıl boyunca akıl hastanesinde kaldı. Umutsuzluk ve çaresizlik birleşince, düzenli olarak yemek de yiyemiyordu. Bu yüzden kendisine zarar vermeyi düşündüğü de oldu. Aradan geçen yılların ardından, Marie 34 yaşındayken, doktorlar tarafından tekrar bir değerlendirilmeye alındı ve kendisinin şizofren olmadığı kararına varıldı. O yalnızca çok ağır bir depresyon geçiriyordu.

Beyaz Bir Sayfa, Yeni Bir Hayat

Daha sonra ise bazı arkadaşları ve sağlık görevlileri sayesinde akıl hastanesinden çıkmayı başardı. Aslında ömrünün sonuna kadar, kendisine olan inancını görmezden gelerek, devlet yardımı ile de yaşamayı tercih edebilirdi. Ancak önemli hedeflerin gerçekleştirilmesi için, belki de çok sert dalgalarla mücadele etmesi gerektiğini biliyordu ki, o asla kendini bırakmadı. Yaşamının sorumluluğunu eline alarak, birçok insanın yapamayacağını söylediği şeyleri teker teker, sıra sıra gerçekleştirmeye başladı. Keşke dememek için, yapılması gereken ne ise, yapmaya başlamıştı.

İlk olarak hemen Üniversite'ye girdi ve başarılı bir şekilde ile Psikiyatri bölümünü bitirdi. Ardından Harvard Ünivertesi'nde, yüksek lisansını da yaptı. Daha sonra evlendi ve maalesef bazı kişisel hastalıklar ile daha boğuşmak zorunda kaldı. Ancak yenilmeden ayağa kalkmayı da başardı. Elinden geldiğince birçok hasta ile çalıştı ve konferanslar vermeye devam etti. Ayağına takılan hiçbir taş, onu durdurmaya yetmedi. Bundan sonraki süreçte ise çok önemli bir gelişme yaşanacaktı.

Yıllar önce kaldığı hastaneye geri döndü. Ancak bu sefer, hasta olarak değil, yönetici olarak geri döndü. Hastanede, hastalar için elinden geleni yapmaya devam etti. Çünkü o bazı şeyleri çok iyi biliyordu. Çaresizlik içerisinde bitap düşmenin, umutsuzluğa kapılmış olmanın ve yardım bekleyen bir insanın sessiz çığlıklarının, yüreğinde nasıl yankılanabileceğini, çok ama çok iyi biliyordu.

Kendisi için yapılmayan iyilikleri belki de, başkaları için yapmayı tercih etmişti. Belki de "yaşanmış" değil, idealleri uğruna "adanmış" bir hayat düşlüyordu. Kim bilir? Marie Balter'a, varlığı ve örnek olacak bir yaşama mücadelesi için, sonsuz kere teşekkür etmemiz gerekmektedir.

Bizlere her zaman örnek bir insan olacaksın. Rahat uyu...


  1. Yorum bulunmamaktadır.

Bu yazıya yorum göndermek ister misiniz?

Dikkat: Her yorum gönderen kişi, kendi gönderdiği yorumdan sorumlu olmaktadır.
Not: Yazı ile herhangi bir ilgisi bulunmayan yorumların onaylanmadığını belirtmek isteriz.
Yazı Etiketleri
Yukarı Çık